Afyonkarahisar ve Konya’nın ilçelerinde hasadı süren ihracatlık Napolyon kirazı, Avrupa ülkelerinde “Türk kirazı” kalitesiyle tüketicilerden büyük ilgi görüyor
Türk Kirazı seviliyor
Avrupa ülkelerinde “Türk kirazı” yok satıyor. Bahçelerde tarım işçileri tarafından özel olarak seçilen ve boyutlarına ayrılan Napolyon cinsi kirazın en irileri ve kaliteli olanları, üreticiden kilosu 5.5-7 lira arasında alınıp paketlenip genellikle Avrupa ülkelerine gönderiliyor. Bu boyuttaki kaliteli kirazlar, iç piyasaya sunulmuyor. Bu kirazlar, Almanya ve İngiltere’deki marketlerde tüketicilerden büyük ilgi görüyor ve “Türk kirazı” markasıyla kilosu 6 ila 9 avro arasında değişen fiyatlardan satılıyor. İkinci kalitede olan ürünler ise 2.5-3 lira arasında alınıp Avrupa dışındaki ülkelere gönderiliyor.
“Napolyon” olarak bilinen Ziraat-900 cinsi kirazda Afyonkarahisar ve Konya’nın ilçeleri gibi iç kesimlerde hasat sürerken ihracat da tüm hızıyla devam ediyor. Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliğinden (UYMSİB) aldığı bilgiye göre, 1 Ocak-30 Haziran döneminde Türkiye geneli kiraz ihracatı 37 bin 754 ton olarak gerçekleşti, bu ihracattan 103.3 milyon dolar döviz girdisi sağlandı. Yurt dışına gönderilen kirazın üçte birini Almanya aldı, bu ülkeye 13 bin 667 ton kiraz gönderildi. Türkiye’nin kirazdaki dış satımının yüzde 51’i, 19 bin 557 tonla AB ülkelerine gerçekleştirildi.
Türk kirazının adı yetiyor
UYMSİB Yönetim Kurulu Başkanı Senih Yazgan, Türk kirazının kalitesinin sadece iç pazarda değil, dış pazarda da bilindiğini söyledi. Türk kirazının, iriliği, kalitesi, aroması, bir de o ihracatı gerçekleştiren firmaların dünya standartlarının üzerinde çalışmasıyla dünyada marka olduğunu vurgulayan Yazgan, piyasada rakibin çok olmasına rağmen Türk kirazı adının yettiğini belirtti. Yazgan, Türk kirazının, toplanmasından, bahçede özenle seçilmesine ve firma tarafından paketlenip gönderilmesine kadar ihracata hazırlanmasındaki her aşamasının titizlikle yürütüldüğünü ifade ederek şunları kaydetti: “Avrupa’da ilk tercih her zaman Türk kirazından yana oluyor. İrilik, kalite ve lezzet, kirazımızı öne çıkarıyor. Bu, bizler için bir övünç kaynağı. Bulutlanması çok fazla olan ülkelere göre bizim kirazımız çok daha fazla tercih ediliyor.
Türk kirazı marka olarak marketlerde ‘Türk kirazı’ adı altında satılıyor. Burada bütün emeği geçen ihracatçılarımızın katkılarını biliyorum. Çok yoğun çalıştılar. Pazardaki yerimizi daha üstlere taşıma konusunda büyük gayret sarf ediyorlar.” Ziraat-900 kirazının Türkiye’de tescil edilen bir çeşit olduğunu ve bunun yanında yöresel kiraz çeşitlerinin de bulunduğuna dikkati çeken Yazgan, şöyle konuştu: “Dalbastı denilen ve bölgeden bölgeye geçen ama bir açılım gösteren, Ziraat-900’e benzer özellikler gösteren çeşitler. Bunlara baktığımızda çoğunu ihracatla gönderiyoruz.
Son yıllarda özellikle raf ömrü daha uzun olan erkenci çeşitlerimiz var. Bunlar yavaş yavaş artık piyasada yeni kurulan bahçelerde dikilmeye başlandı. Onların da üretimleri yeni yeni geliyor. Bunlar da piyasaya girdiği zaman Türk menşeli olmasa dahi bu bölgede yetiştiği için Türk kirazı olarak pazardaki yerini bulacaktır. Aroma ve tat özellikleriyle birlikte bir de uzun raf ömrüne sahip olabilecek bu çeşitlerle Türk kirazı Avrupa marketlerinde uzun bir dönem daha gücünü ve yerini koruyacaktır.”
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)