MHP ALGI OPERASYONUNA DUR DEDİ!

MHP, ALGI YÖNETİMLERİNE MEYDAN OKUDU! 21 57 0 MHP ve Devlet Bahçeli’nin Meclis Başkanlığı seçimindeki tavrı tartışma konusu. MHP ve bilhassa Devlet Bahçeli’ye yöneltilen eleştirilerin haddi hesabı yok. Ancak bu eleştirileri yöneltenlerin duygusal bir tavırla hareket ettiğini düşünüyorum ki, bu duygusal hareket tarzı, ülke üzerinde emeli olan güçlerin tam da istediği şeydir. Meclis Başkanlığının AKP’ye geçmesinden hoşnut olmayabilirsiniz, biz de değiliz. Ancak bu konuda faturayı MHP’ye kesmek ancak ve ancak akıl yoksunluğu olabilir. MHP, genel tavrı itibariyle HDP’yle aynı tabloda yer almak istemeyebilir. Ki almayacağı da aşikârdır… Bütün yükü Devlet Bahçeli’ye yüklemeye çalışan sözüm ona “akıllı(!)” ve “özverili(!)” siyasetçiler bunu hesap edip, MHP’nin Deniz Baykal ile ilgili kaygılarını hesaba katıp, başka bir aday üzerinde anlaşma yoluna gidebilirlerdi. Kaldı ki, MHP daha önce üzerinde uzlaşılmış bir ismi, Ekmelettin İhsanoğlu’nu aday göstererek, uzlaşıma açık olduğunun sinyalini vermiştir. Hatta bu uzlaşım ışığı Devlet Bahçeli’nin MHP içindeki güçlü adayları devre dışı bırakmasına ve parti içinde yoğun eleştiriler almasına neden olmuştur. MHP Meral Akşener’i aday gösterseydi, HDP’nin ve çoğu CHP’linin tavrı, Devlet Bahçeli’nin dün sergilediği tavırdan farklı mı olacaktı? CHP ve HDP, “söz konusu AKP ise MHP nasıl olsa yola gelecek” şeklinde bir dayatmayı tercih etti! Bu dayatmaya karşı MHP’nin iki kötü seçenek arasında seçmeme hakkımı kullanıyorum demesi, normal ve haklıdır. Bu haklılığı anlayabilmeniz için, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, sandığa gitmeyen seçmen kitlenizi anlamaya çalışmanız gerekli. Karşıdaki AKP ve Recep Tayyip Erdoğan, istemedikleri aday karşısında kimi koysak bu millet desteklemek zorunda mantığı, ciddi bir kitlenin seçeneksizlik dayatmasından hoşlanmadığını ve seçmeme hakkını daha muteber gördüğünü gösterdi size. Eğer CHP geride bıraktığı seçimlere rağmen, hala aynı mantıkla hareket ediyorsa, CHP’nin dönüp kendisine bakması lazım! Kaldı ki, Cumhurbaşkanlığında uzlaştığı adayı, Meclis Başkanlığında uzlaşılmaz görmesi de CHP’nin ayrı bir tutarsızlığı ya da kamuoyuna açıklayamadığı pazarlık unsurudur… MHP, seçeneksizlik algısının, daha büyük felaketlere sebebiyet verebileceğine dair bir duyarlılık sergilemiştir. Eğer işiniz algı yönetimi yaparak, tercihleri belirlemekse, yapmanız gereken şey “çok kötü”den önce insanların “kötü”ye yoğunlaşmasını sağlamaktır. Kötüden kurtulmaya yoğunlaşan zihin, önündeki daha büyük felaketi fark edemez… Bu ikna psikolojisinde birden fazla prensibin bir araya getirilmesiyle oluşturulan bir tekniktir ve aktif olarak kullanılmaktadır. AKP’nin iktidara gelişini hatırlayın! “Oy verecek kim var” “Yine mi koalisyon olacak” “Bu diğerlerinden daha evla” algısı şikâyet ettiğiniz AKP’yi yaratmadı mı? Muhafazakâr çevrenin seçeneksizlik sonucunda “En azından işinde gücünde, abdestli namazlı adamlar” mantığı değil miydi, o çok şikâyet ettiğiniz paralel yapıyı ortaya çıkaran? MHP tavrını psikolojik değil rasyonel olarak sergilemiştir. Anlasanız da anlamasanız da… Aydınımsılar konuşuyor: “HDP seçilmiş parti ne demek seçilmiş partiyle bir araya gelmem deyip AKP’yi kazandırmak!” Kafanızda nasıl bir MHP algısı var anlamak için, sanırım kafamızın karışık olması lazım. HDP’yi yaratan bütün süreçlerin AKP tarafından özenle yönetildiğini düşünen MHP için ha AKP ha HDP’dir. Hatta masaya en kolay oturabilecek iki parti olarak gördüğü AKP-HDP ikileminde, MHP, ne AKP ne HDP dedi. MHP başında ne diyorsa şimdi de onu diyor! Her ne kadar AKP bastonluğu algısını yaratmaya çalışsanız da MHP dik duruş, “seçeneksizliği reddetme iradesi” sergilemiştir. Ve bu doğru anlatılabilirse, düşündüğünüzün aksine MHP’nin oylarında düşme olmadığı gibi, yükseliş bile sağlanabilir. AYŞEGÜL DOĞRUCAN

Kaynak:gazete2023.com