TAI, 3 milyar dolarlık anlaşmayla Azerbaycan’a 60 ATAK ihraç edecek
Milli projeler için tekerleği yeniden icat etmeye çalışmak yerine Türkiye, teknoloji transferine yönelerek savunma sanayiinde ciddi mesafe kat etti. Ülkenin teknolojik birikimi adına en önemli teşebbüslerden biri şüphesiz milli savaş helikopteri projesi ATAK oldu. 2007 yılında İtalyan ‘A-129 Mangusta’ helikopterini yerli imkanlarla üretmek için AgustaWestland firması ile anlaşan Türkiye, gelişmiş savaş makinesinin tüm lisans haklarını aldı. TUSAŞ-ASELSAN-AgustaWestland ortaklığında gerçekleşen 3 milyar dolarlık proje ile İtalyan helikopteri, Türkiye’nin arazi şartlarına elverişli şekilde yeniden tasarlandı.
‘T-129 ATAK’ adını alan helikopter, TUSAŞ-TAI tesislerinde ilk prototip uçuşunu 2011’de başarıyla icra etti. TAI’nin seri üretime başladığı ATAK’ın görev bilgisayarı, aviyonik sistemleri ve silah altyapısında ASELSAN imzası var. Başlangıç olarak 6 bin 200 parçası Türkiye’de üretilen ATAK, yüzde 60 yerlilik oranıyla milli savunma sanayiine önemli tecrübeler kazandırdı.
76 FÜZE TAŞIYOR
Kanat altında Roketsan üretimi 76 füze taşıyabilen iki pilotlu ATAK, yakıt ikmali yapmadan 556 km uçabiliyor. Azami hızı saatte 288 km olan ATAK, burnunda taşıdığı 20 mm’lik topla 500 mermi atabiliyor. 5 tonluk kalkış ağırlığına sahip helikopterin azami silah yükü ise 1,2 ton. TSK’ya teslimine geçtiğimiz yıl başlanan ATAK’ın 2018’e kadar 50, sonraki yıllarda ise en az 41 adet daha üretilmesi hedefleniyor.
İHRACAT BAŞLADI BİLE
TSK envanterinde kullanıma girmesiyle birlikte yurtdışında da ilgi odağı olan savaş makinesi için TAI’nin ilk müşterisi Azerbaycan oldu. TAI, 3 milyar dolarlık anlaşmayla Azerbaycan’a 60 ATAK ihraç edecek. Yeni anlaşmalar için Birleşik Arap Emirlikleri, Malezya, Pakistan ve Ürdün ile temaslar ise sürüyor.
Milli kaskla göz vuruşu
ASELSAN’ın ATAK pilotları için geliştirdiği ‘AVCI’ adlı kask sayesinde milli helikopterin caydırıcılığı daha da arttı. Zira bütün uçuş ve hedef bilgilerini pilotların gözü önüne yansıtan teknoloji harikası bu kask, pilotları göstergelere bakma zahmetinden kurtardı. Hibrit Kafa Takip Sistemi ile dizayn edilen teknoloji ödüllü AVCI, helikopterin önündeki makineli topu pilotun baktığı yöne doğru otomatik nişanlıyor. Pilot için hedefi yok etmek oldukça kolaylaşıyor.
Cirit’le daha da caydırıcı
Zırhlı-zırhsız araçlardan atılan ve sabit ya da hareketli hedefleri en az 8 km uzaktan vuran ROKETSAN üretimi Cirit, aslında ATAK helikopterinin ana mühimmatından biri. Lazer güdüm kiti ve terminal tarayıcısıyla hedef isabetinde oldukça hassas olan Cirit, yakında ANKA’ya da monte edilecek. Katı yakıtla çalışan bu 15 kg’lık füze, yurtdışında da ilgi görüyor. ROKETSAN, Birleşik Arap Emirlikleri’ne yaklaşık 200 milyon dolarlık 10 bin adet Cirit füzesi sattı. ‘Zırh delici’, ‘antipersonel’, ‘yangın çıkarıcı’ ve ‘yüksek infilaklı’ gibi harp başlıklarına sahip Cirit’in ‘kaideye monteli’ zırhlı araç versiyonu da var.
Her yere uçar: HÜRKUŞ
Sivil ya da askeri pilot adaylarına ilk uçuş deneyimlerini tattırmanın yanında özellikle düşman hedeflerine yönelik ‘istila’ saldırıları için tasarlanan HÜRKUŞ nihayet göklerde. 2006 yılında projesine başlanan eğitim uçağının ilk test uçuşları 2013’te gerçekleşti. TSK’nın ilk etapta 15 adet alım sözü verdiği HÜRKUŞ, ismini 1930’larda Türkiye’nin ilk uçağını imal eden efsane pilot Vecihi Hürkuş’tan alıyor. Yerden 10 km yüksekte saatte 574 km hızla uçan HÜRKUŞ’un TSK’ya ilk teslimatı 2018 yılında gerçekleşecek. HÜRKUŞ, silahlı versiyonlarıyla hem sınır boylarında hem de Türkiye karasularında hafif hava desteği hizmeti verecek. İlk etapta Bozok ve Cirit gibi hafif füzeleri taşıyabilecek şekilde tasarlanan HÜRKUŞ, en az 6 kilometre uzaktaki tehditler için kabus olacak.
Tank katili
Dünyanın en gelişmiş tanksavar füzesi. Resmi adı UMTAS (Uzun Menzilli Tanksavar Sistemi) olan Roketsan üretimi milli füze, hedefteki tankı en az 8 kilometreden etkisiz hale getiriyor. Başta ATAK olmak üzere helikopterler için geliştirilen Mızrak, zırhlı araç, İHA, Hürkuş hatta gemilere de monte edilebiliyor. Menzili yakında 16 km’ye çıkarılacak. Uzmanlara göre, Mızrak’ın delemeyeceği bir zırh bulunmuyor.
Gökler hayaletle inleyecek
Türkiye’de son yılların en çok heyecan uyandıran projelerinden biri şüphesiz ki Milli Savaş Uçağı ‘TF-X’ oldu. Onlarca yıldır çeşitli modellerde birçok uçağı günün ihtiyaçlarına göre milli imkanlarla modernize eden ve hem F4 hem de F16 savaş jetlerini yerli yazılımla donatan Türk mühendisleri, hükümetin 2023 hedefleri doğrultusunda çıtayı yükselterek havacılıkta yeni bir safhanın kapısını araladı. 2011’de başlayan ve TUSAŞ-TAI’nin üstlendiği TF-X projesine göre Türkiye, 2023 yılında 5. nesil milli savaş uçağına sahip olacak. Yerli jet için ilk tasarımlar 2014 sonunda hazır edildi ve Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK), prototipler arasındaki FX-1 modelinin geliştirilmesi kararını verdi. FX-1 çift motorlu olmasıyla öne çıkıyor. Böylelikle uçağın hem yüksek kapasitede silah taşıyabilmesi hem de süpersonik hıza ve uzun menzile ulaşabilmesi hedefleniyor. Milli jette en çok önem verilen konu ise ‘görünmezlik’ olacak.
Türkiye kendi savaş jetini üretme yolunda en önemli adımları attı. ‘Hayalet’ 2023’te semalarda olacak.
BÜTÜN SİLAHLAR UÇAĞIN İÇİNDE
5. nesil savaş uçaklarının olmazsa olmaz şartı olan ‘radara yakalanmama’ özelliği hassas teknolojiler gerektiriyor. Radar sinyallerini absorbe edecek özel üretim boyasının dışında milli uçak TF-X, taşıyacağı tüm silahları komplike kompozit malzemeden üretilen gövdesinin içinde barındıracak. Füzelerin ve yakıt tanklarının uçağın içinde olması, ‘görünmezlik’ şartının en önemli kurallarından biri. TAI’nin gövde tasarım ve diğer birçok bileşene imza attığı projeye ASELSAN ise hem aviyonik sistemler hem de Aktif Elektronik Taramalı Dizi Radarı ‘AESA’ desteği verecek.
‘AESA’ ÇOK KRİTİK
Uçağın burnuna yerleştirilen ‘yapay zekalı’ AESA radarlar, aynı anda yüzlerce hedefi tespit edip araziyi de haritalandırıyor. Sadece AESA teknolojisini geliştirmeyi başarmanın bile savaş jeti yapmaya eşdeğer olduğu belirtiliyor.
Yerli motora doğru
Üzerinde karar kılınan FX-1 modelinin, 2023’te üretiminin ardından 2060 yılına kadar kullanımda kalması öngörülüyor. Türk Hava Kuvvetleri 250’den fazla TF-X’i envantere almak istiyor. Üretilecek uçaklar, 1988’den beri kullanımda olan yaklaşık 200 adet F16’nın yerini alacak. Türkiye aynı zamanda ABD orijinli F35 jeti projesinin de ortaklarından. TSK’nın F35’lerden de 116 adet siparişi bulunuyor. Milli savaş uçağının motoru için -yerlisi üretilene kadar- Eurojet ile anlaşıldı. Şirketin ürettiği motorlar, Avrupa’nın ortak savaş jeti olarak bilinen ‘Eurofighter Typhoon’larda kullanılıyor. TUSAŞ Motor Sanayii (TEI) ise bu arada jet motorunu yerli imkanlarla üretmek için harıl harıl çalışıyor.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)