Derin değişimler !
Yaşadığımız çağ, hızlı değişimlerin çağıdır. Dünyamızda yaşanan bu değişimin ve gelişmelerin hızına ayak uydurarak gerekli adımları zamanında atabilmek, bugün irade sahiplarinin,önündeki en önemli görev olarak durmaktadır. Böyle bir ortamda gelişmeler; uluslararası yasallık, karşılıklı ekonomik bağımlılık, insan haklarına saygı, sürdürülebilir bir çevre politikası ile farklı dini ve etnik kökene mensup kişiler arasında uyumun kalıcı barış, istikrar ve refahın tesisi bakımından önümüzdeki dönemin en önemli ihtiyaçları olduğunu bizlere göstermekte; uluslararası dinamiklerin küresel barış ufkuyla ve doğru araçlarla tahlil edilmesini zorunlu kılmaktadır.
Günümüzde küreselleşmenin sebep olduğu birçok fırsat çerçevesinde kalıcı barış umudunun daha canlı olması gerekirken, klasik güvenlik sorunlarının yanı sıra sıkça karşımıza çıkan terörizm, kitle imha silahlarının yayılması tehlikesi, sınır ötesi suç şebekelerinin faaliyetleri ve yasadışı göç gibi sorunlar bu ümidimizi gölgelemektedir.
Türkiye’nin birçok açıdan merkezinde bulunduğu Afro-Avrasya coğrafyasın da bu fırsat ve risklerin en yoğun etkileşim içinde bulunduğu coğrafya konumundadır. Hal böyle olunca, Türkiye’nin bölgede kararlı ve yapıcı bir dış siyaset takip etmesi daha da önemli hale gelmiştir. Zira tarih bize doğru adımların atılması ve mevcut potansiyelin layıkıyla değerlendirilmesi halinde bölgemizde barış içinde büyük medeniyetlerin yükseldiğini, ancak yapılacak yanlışların bedelinin ise ülkemiz ve tüm dünya için çok ağır olabileceğini göstermektedir. Türkiye de bu anlayışla küresel değişimlerin en yoğun şekilde hissedildiği bölgesindeki gelişmeleri olumlu bir mecrada ilerletebilmek amacıyla dinamik ve vizyoner bir dış politika izlemek mecburiyetinde,hatta buna mecburdur.
Yazımın başlığında da belirttiğim gibi şu an hayatta kalabilmek için Dünya’daki gelişmeleri yakine okumak aşikardır. Eğer değişime direnirseniz etrafımızdaki ülkelerinin konumuna düşmemiz süpriz olmayacaktır. Değişim insanın Doğasında vardır. Hiçbir şey eskisi gibi durmuyor. Herşey değişiyor. Teknolojik buluşlar hayatımızı kolaylaştırmanın ötesinde değiştiriyor. Acaba bugün kaç kişi mektup gönderiyor? E-mail hayatımıza girdi gireli mektubu unuttuk. Bir noktada hayatımızı kolaylaştırdı. Şimdi siz direnebilir misiniz? Ben e-mail göndermeyeceğim, mektup göndereceğim diyebilir misiniz?
Şu gerçeği unutmamalıyız. Neye ne için direndiğinizi iyi bilmeniz gerekir. Değişime direnmek,göre göre kaybetmek demektir.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)